1 Ocak 2008 Salı

fatih terim - son imparator


( bu yazı yunanistan maçından hemen sonra fatih terim'in taraftarlarca istifaya davet edilmesinden sonra yazılmıştır...



futbol bu.. üstelik türkiye'de futbol... bu kadar anlık yaşayan bir ülkenin bu kadar anladığı! bir konuda dünü dikkate alması elbette beklenemezdi... 7 koca sene boyunca dünü yaşadı terim... ve bu halk taraftarı ile basını ile futbolcusu ile o dünün mirasını kullandırdı terim'e... türkiyede belki de atatürk dışında kimseye nasip olmamış bir kredidir bu... kim? inönü? hayır... 2. dünya savaşı sırasında bitmişti kredisi... istiklal savaşı gazisi, batı cephesi kahramanı ismet... onun aldığı eleştirileri belki de türkiye'de başka hiçbir siyasi almadı, bu kadar kredi kullanmadı... kim? menderes... 10 sene kullandı diyen darbeden 5 sene önce başlayan yoğun tepkileri düşünsün... kim? özal... 87-88 gazetelerine bakın... papatyalardan jaguara davulcudan ortadirirek lafına binlerce yazı görürler... kim süreyya ayhan? geçiniz... kim naim süleymanoğlu, halil mutlu... kim vardır terimden daha çok hoşgörülen bu ülkede atatürk'ten gayrı... futbol delisi bir ülkeye görüp görebileceği en inanılmaz mutlulukları yaşatmıştır terim. 96 finallerine gitmek benim gözümde dünya üçüncülüğünün çok çok ötesindedir. o başarı bugün bosna hersek'in aynı başarıyı göstermesiyle eşdeğerdir benim gözümde... olağanüstü bir başarıdır bu. üstelik kendi kurduğu takımla yapmıştır bunu... gs'nin o 4 senelik mucizesini ve olağanüstü finalini hiç söylemiyorum... onun için dibine kadar haketmiştir bu hoşgörüyü... ve bence bu halk sonuna kadar da kullandırdı bu krediyi... daha da kullandırtırdı aslında... antipatik olduğu doğrudur... o, ya seversin ya nefret edersin insanlarından biri... sevmeyeni olmaması çok doğal... zaten sevenleri de bu yüzden seviyordur onu muhtemelen...


onu, o meşhur kibiri soğutmadı bu halktan... peki ne soğuttu... şu milli takıma bir bakın... benim gördüğüm en milli olmayan milli takım bu... kimse bu takımı kendisinin takımı olarak görmüyor... terim oyuncularına sahip çıkma adına bu takımı halktan koparmıştır... kim bu takımda gökdeniz'i içine sindirebilir... şike yaptı bu adam ya... itiraf etti bunu... kim emre'nin kaptanlığını hazmediyor... kim ders almayan ama ders veren bir hoca ister takımın başında... kim takımında oynamayan oyuncuların bu takımda ilk 11 oynamasının çok masum olduğunu düşünüyor... kim bu takımda hakan şükür'ü istiyor... kim her maç öncesi ve sonrası bir terim'in bir basının birbirlerine soktuk mu boruyu demesini istiyor... kim macaristan maçındaki komik penaltıdan sonra o penaltının üstünün kapatılmasını kabullenebiliyor...bunlardır terimden soğutan bu halkı... adalet duygumuzu zedeledi terim... hiç yapmaması gereken bir şey yaptı... klasik özelliğimiz olan mazlumun yanında olan duygumuzu kurcaladı... terim'in başında olduğu milli takım mazlum değil kibirlidir... adil değil fırsatçıdır... ezilen değil, fırsat bulunca ezendir... ve böyle bir takım türk milli takımı olamaz... ve böyle bir takımın başında türk halkı terim'i istemez... lucescunun gönderilip terimin gelmesini, yenalın gönderilip terim'in gelmesi örneklerinde mazlum olan hep gidenlerdi... hep birilerinin yerine o birileri daha misyonunu bitirmeden geldi terim... ve bence yukarıda bahsettiğim tüm bu duyguların kıvılcımı lucescunun gs'den gönderilip herkesin gönlündeki hocanın geldiği gün başladı... fiorentinadan gorinin kaprisi, milandan bir türk'ün orada olmasının hazmedilememesi sebebiyle kovulan terim kendisine yapılan haksızlıklara aynı haksızlıkları yaparak reaksiyon gösterdi... nerde okudum hatırlamıyorum ama şöyle bir laf var... '' sömürmek kötü bir şeydir... sömürülenin fırsat bulduğunda sömürmesi ise alçakcadır''


işte budur terim... baba hakkı'nın bjk taraftarı tarafından ıslıklandığı için futbolu bırakmak zorunda kaldığı bir ülkede terim de en büyük sahnede, bir milli maçta, bir yunanistan maçında, tüm avrupanın gözü önünde buna maruz kalmıştır... büyük, cafcaflı, gösterişli bir veda... tam da terim'e yakıştığı gibi... elveda imparator... istifa etmesen de, bu takımı avrupa şampiyonasına götürsen ve hatta orada şampiyon yapsan da bittin bu akşam... ve bunu en iyi sen biliyorsun... demek yoğun tepkiyi sen değil basın duydu ha... insanın kendine yalan söylemesi ne kadar zor değil mi hocam...


1 Ocak 2008 itibarıyla devamı:


devam edecek bişey yok aslında... konu kapandı... bir tane eleştiri yok piyasada... final vizesini aldık ve herşey bitti... kişisel kanaatim hiç değişmedi... milli takımla ilgili alınmsı gereken ilk aksiyon hala terim'in gönderilmesidir...

Hiç yorum yok: